Türkiye’de Enerji Depolama Yatırımlarında Teknik Gereklilikler ve Mevzuat Güncellemeleri

Enerji depolama sistemleri, yenilenebilir enerji üretiminin yaygınlaşmasıyla birlikte Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecinde stratejik bir konuma gelmiştir. Güneş ve rüzgâr santrallerinin üretim profilleri doğrudan hava koşullarına bağlı olduğu için, şebeke istikrarının korunmasında enerji depolama tesisleri artık kritik bir rol oynamaktadır. Bu durum, hem mevzuat hem de teknik standartlar açısından yeni düzenlemelerin devreye alınmasını gerektirmiştir.

 

Mevzuatın Gelişim Süreci

Türkiye’de enerji depolama sistemlerine yönelik yasal çerçeve uzun süre belirsizliğini korudu. Ancak 2023 itibarıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yapılan düzenlemelerle birlikte depolama yatırımlarının önü açıldı.
Bu kapsamda yürürlüğe giren “Elektrik Piyasasında Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği”, depolama tesislerinin lisanslı ve lisanssız projeler kapsamında nasıl değerlendirileceğini açıkça tanımlamaktadır.

Yönetmelik ile birlikte:

  • Depolama sistemleri, üretim ve tüketim tesisleriyle birlikte veya bağımsız olarak kurulabilir hale geldi.
  • Depolamalı üretim lisansı ve bağımsız depolama lisansı kavramları tanımlandı.
  • Depolama tesisleri, şebeke dengeleme, pik yük azaltma ve kapasite optimizasyonu gibi ticari faaliyetlerde kullanılabilir hale geldi.
  • Dağıtım ve iletim sistemine bağlantı süreçlerinde TEİAŞ ve dağıtım şirketlerinin teknik onay süreçleri netleştirildi.

Bu düzenlemelerle birlikte Türkiye, Avrupa’daki depolama politikalarına paralel bir lisanslama sistemine geçmiş oldu.

 

Lisanslı ve Lisanssız Projelerde Depolama Uygulamaları

Yeni düzenlemeyle birlikte yatırımcılar iki temel model üzerinden enerji depolama yatırımı gerçekleştirebilmektedir:

  1. Lisanslı Depolama Tesisleri:
    • Elektrik üretim lisansına sahip tüzel kişiler, mevcut santrallerine depolama sistemi entegre edebilir.
    • Bu tesislerde üretim ve depolama kapasitesi EPDK onayıyla belirlenir.
    • TEİAŞ tarafından iletim sistemine bağlantı izni alınması zorunludur.
    • Depolama birimi, enerji satış stratejisinde üretim esnekliği sağlar ve yük dengelemede kullanılabilir.
  2. Lisanssız Depolama Tesisleri:
    • Mevcut lisanssız GES veya RES projelerine entegre edilebilir.
    • Tüketim noktasıyla aynı ölçüm noktasında bulunması gerekir.
    • Fazla üretilen enerjinin depolanarak tüketim saatlerine kaydırılmasına olanak tanır.
    • Küçük ölçekli işletmeler için enerji maliyetlerini düşürmede etkin bir çözümdür.

Bu iki model, hem sanayi tesisleri hem de yatırımcılar açısından farklı fırsatlar sunmaktadır.

 

Teknik Gereklilikler

Enerji depolama sistemlerinin kurulumu, yalnızca mevzuat uyumluluğu açısından değil, teknik standartlara uygunluk açısından da detaylı değerlendirme gerektirir.

EPDK, TEİAŞ ve TEDAŞ tarafından belirlenen teknik gereklilikler özetle şu başlıklarda toplanabilir:

  • IEC 62933 ve UL 9540A standartlarına uygun güvenlik tasarımı
  • BESS (Battery Energy Storage System) bileşenlerinde BMS, EMS, HVAC, yangın algılama ve gaz tahliye sistemlerinin zorunlu olması
  • Her bir konteyner için izolasyon, topraklama ve kısa devre koruma tedbirlerinin alınması
  • Gerçek zamanlı veri izleme (SCADA/EMS) altyapısının bulunması
  • Uzaktan izleme ve alarm yönetimi için haberleşme protokollerinin (Modbus, Ethernet/IP, CAN) desteklenmesi
  • Yangın söndürme sistemlerinde FM200, Novec 1230 veya Aerosol çözümlerinin kullanılması
  • IEC 62619 (Lityum-iyon batarya güvenliği) ve IEC 62133 (Taşınabilir batarya güvenliği) standartlarına uygun hücre ve modül yapısı

Ayrıca, proje bazında TEDAŞ kabul süreçlerinde enerji depolama tesisinin devreye alınmadan önce test edilmesi, yangın güvenliği ve elektriksel koruma testlerinin başarıyla tamamlanması şart koşulmaktadır.

 

Şebeke Bağlantı Gereklilikleri

Depolama sistemleri, şebeke üzerindeki yük dengeleme işlevi nedeniyle TEİAŞ ve dağıtım şirketleri açısından özel bir onay sürecine tabidir.
Bu süreçte:

  • Bağlantı noktası için şebeke etki analizi (grid impact study) yapılır.
  • Sistem kısa devre dayanımı, gerilim seviyesi ve harmonik sınırları analiz edilir.
  • IEC 61000-4-7 standardına uygun harmonik filtreleme gereklilikleri belirlenir.
  • Depolama sistemi, şebeke kararlılığına zarar vermeyecek şekilde reaktif güç kontrolü ve frekans yanıtı verebilecek kapasitede olmalıdır.

TEİAŞ, bu doğrultuda “Depolamalı Üretim Tesisleri Teknik Değerlendirme Kriterleri” yayımlayarak yatırımcıların proje hazırlık aşamasında dikkate alması gereken teknik parametreleri tanımlamıştır.

 

Yangın Güvenliği ve Alan Düzeni

Depolama konteynerlerinin kurulacağı alanlarda yangın güvenliği, erişim mesafesi ve havalandırma koşulları da teknik gerekliliklerin bir parçasıdır.
Buna göre:

  • Konteynerler arasında en az 3 metre emniyet mesafesi bulunmalıdır.
  • Alan içinde yangın söndürme istasyonu, gaz tahliye bacaları ve acil durdurma butonları erişilebilir olmalıdır.
  • Yangın senaryoları için FM Global 5-33 ve NFPA 855 standartları referans alınmaktadır.
  • Yangın ve gaz sensörlerinden gelen sinyallerin BMS ve EMS sistemlerine entegre edilmesi zorunludur.

 

Teşvikler ve Yatırımcı Açısından Avantajlar

Enerji depolama sistemleri, yatırımcılara sadece teknik avantaj değil, finansal avantaj da sağlar.

  • Yenilenebilir santrallerde üretim fazlasının depolanarak pik saatlerde satılması mümkündür.
  • Şebeke kararlılığına katkı sağlayan sistemler, TEİAŞ tarafından hizmet bedeli (ancillary service) karşılığıyla değerlendirilebilir.
  • Yatırım maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle YEKDEM kapsamına alınma ve vergi teşviki gibi desteklerin gündeme gelmesi beklenmektedir.

 

Türkiye’de enerji depolama sektörü, mevzuat ve teknik gereklilikler açısından olgunlaşma sürecindedir. Ancak son yıllarda atılan adımlar, özellikle depolamalı GES ve RES yatırımlarının önünü büyük ölçüde açmıştır. Teknik standartlara uygun, güvenli ve şebeke ile entegre çalışabilen sistemlerin yaygınlaşmasıyla birlikte enerji depolama, Türkiye’nin enerji dönüşümünde anahtar bir rol üstlenmeye adaydır.