
PV Hücreler Türkiye’ye Nasıl Ulaştırılır?
Güneş paneli üretiminde kullanılan fotovoltaik (PV) hücreler, yüksek hassasiyete sahip teknolojik ürünlerdir. Genellikle Çin ve çevresindeki ülkelerden ithal edilen bu hücreler, Türkiye’ye ulaşmadan önce uzun bir lojistik yolculuktan geçer. Bu süreç yalnızca zaman yönetimiyle değil, aynı zamanda ürün güvenliğini sağlayacak çevresel koşullarla da yakından ilgilidir.
Nereden ve Nasıl Geliyorlar?
PV hücreler genellikle Çin’in Ningbo, Shanghai, Shenzhen gibi büyük liman şehirlerinden yola çıkar. Üretim merkezlerinde, her bir hücre:
- Vakumlu ambalajlar içinde sıralanır,
- Nem ve darbeden koruyacak özel kutulara yerleştirilir,
- Kutular daha sonra paletlere dizilerek konteyner içine yüklenir.
Taşımada genellikle 20’ veya 40’lık deniz konteynerleri kullanılır. Bu konteynerler, dış ortam koşullarına doğrudan maruz kalmadan taşıma yapılmasını sağlar.
Transit süresi ortalama 30 ila 45 gün arasındadır. Bu süre; çıkış limanına, varış noktasına, aktarma sürelerine ve gümrük yoğunluğuna bağlı olarak değişebilir.
Taşıma Koşulları Neden Önemlidir?
PV hücreler, yüksek sıcaklık farkları, yüksek nem ve fiziksel darbeye karşı oldukça hassastır. Bu nedenle, taşıma sırasında aşağıdaki faktörlerin kontrol altında tutulması gerekir:
▸ Sıcaklık Kontrolü
Taşıma sürecinde konteynerin içindeki sıcaklık mümkün olduğunca sabit tutulmalıdır. Aşırı sıcaklık farkları, hücre yapısında termal gerilim oluşturabilir ve bu da mikro çatlaklara yol açabilir. Bu tür hasarlar genellikle gözle fark edilmez ancak hücrenin verimliliğini düşürür.
▸ Nem Yönetimi
PV hücre yüzeyleri, nemle temas ettiğinde oksitlenebilir. Bu durum hem görsel bozulmalara hem de elektriksel performans kaybına neden olabilir. Bu yüzden taşıma kutularının içine nem alıcı torbalar yerleştirilir. Ayrıca ambalajlamada genellikle hava geçirmez kaplama tercih edilir.
▸ Fiziksel Koruma
Deniz ve kara taşımacılığı sırasında oluşabilecek sarsıntılar, iyi paketlenmemiş ürünlerde çatlama riskini artırır. Paletlerin konteyner içinde sabitlenmesi, kutuların darbe emici köpüklerle desteklenmesi gerekir.
▸ Işık Maruziyeti
PV hücrelerin doğrudan güneş ışığına maruz kalması önerilmez. Bu yüzden taşıma sırasında konteynerin kapalı ve iç sıcaklığının kontrol altında olması önemlidir. Özellikle antrepo ya da açık alan beklemelerinde bu konuya dikkat edilmelidir.
Türkiye Giriş Süreci: Gümrük ve Antrepo
PV hücreler Türkiye’ye ulaştığında ilk durak liman gümrüğüdür. Burada ürünler için:
- TAREKS (Tek Pencere Sistemi) üzerinden teknik belge ve uygunluk kontrolleri yapılır,
- Gözetim vergisi ve diğer vergi işlemleri yürütülür,
- İthalat faturaları ile beyan edilen fiyatlar karşılaştırılarak mali kontroller tamamlanır.
Eğer ürünler doğrudan sahaya gitmeyecekse, antrepoda geçici olarak bekletilebilir. Bu durumda antrepo koşullarının da uygun olması gerekir: özellikle nem kontrolü ve ürünlerin üst üste istiflenmemesi önemlidir.
İç Nakliye ve Sahaya Teslim
Gümrük işlemleri tamamlanan ürünler Türkiye içinde kara yolu ile sahaya sevk edilir. Bu aşama kısa gibi görünse de, taşıma koşulları açısından en az dış nakliye kadar kritiktir. Dikkat edilmesi gerekenler:
- Araç içi sıcaklık ve nem dengesinin sağlanması,
- Ürünlerin kamyon içinde sabitlenmesi,
- Kutuların paletten kaymaması için bağlama sistemlerinin kullanılması,
- Direkt güneş ışığına ya da yağmura maruz kalmaması.
Ayrıca ürünler sahaya ulaştığında açılmadan önce kutuların dıştan kontrolü yapılmalı, ilk partide bazı kutular rastgele seçilerek görsel hasar kontrolü ve gerekiyorsa EL (elektrolüminesans) testleri uygulanmalıdır.
Neden Bu Kadar Özen Gerekiyor?
Çünkü PV hücrelerin taşınma sürecinde yaşanabilecek küçük bir ihmal, sahaya vardığında:
- Hücre kırığı nedeniyle panel üretiminde fireye,
- Görünmeyen mikro çatlaklar nedeniyle enerji üretiminde verim kaybına,
- Dış yüzey hasarları nedeniyle panel ömrünün kısalmasına yol açabilir.
Bu da doğrudan hem maliyeti artırır hem de proje performansını düşürür.
PV hücrelerin Türkiye’ye lojistiği; zamanlamadan çok, taşıma koşullarının doğru yönetilmesine bağlıdır. Sıcaklık, nem, darbe ve ışık gibi çevresel faktörlerin her biri bu ürünler için kritik risk faktörüdür. Bu nedenle lojistik planlaması yapılırken yalnızca taşıma süresi değil, ürünün taşındığı ortamın kalitesi de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.